BETAM’ın araştırmasına göre, Türkiye’de 2010’da yüzde 59 olan konut sahipliği oranı 2021’de yüzde 55,5’e geriledi. En yüksek düşüş ise orta gelir grubunda yaşandı. Araştırmada dikkat çeken bir diğer nokta da Türkiye’deki konut sahipliğinin diğer ülkelerle kıyaslanması oldu.
Farklı gelir gruplarının konut sahiplik oranları incelendiğinde, bu oranın en düşük gelir grubunda yüzde 51,3’ten 46’ya (5,3 puan), orta gelir grubunda yüzde 58,5’ten 52,8’e (5,7 puan), en yüksek gelir grubunda ise yüzde 70,4’ten 66,1’e (4,3 puan) düştüğü görüldü.
İşte detaylar…
BETAM’ın araştırma notunda yer alan bilgilere göre, konut sahipliği oranının düşüş göstermediği 2010-2014 aralığında, reel birim konut fiyatında yüzde 28,6’lık artış yaşandı.
Bu artışa rağmen konut sahipliğinde azalma görülmediğine dikkat çekilen notta, “Bunun nedeni aynı dönemde yüksek büyüme sayesinde hanelerin kullanılabilir reel gelirlerinde güçlü bir artışın gerçekleşmiş olmasıdır” denildi ve şöyle devam edildi:
“Nitekim konut ortalama cari fiyat seviyesinin ortalama hane kullanılabilir gelire oranı dört yılda toplamda yüzde 16 artmış, yıllık ortalama artış da yüzde 4 olmuştur.”
Araştırmada, konut sahipliğinin 2014’ten itibaren düşüşe geçtiğinin belirtildi.
Araştırmada, her ne kadar ekonomik büyüme son iki yılda ortalamada yüzde 6’nın biraz üzerine çıkmış olsa da (2020’de yüzde 1,8 2021’de yüzde 11) vatandaşın gelirindeki artışın konut fiyat artışlarının çok altında kalması nedeniyle, konut sahipliğinin azalmaya devam etmesinin şaşırtıcı olmadığı vurgulandı.
Gelir gruplarına göre de konut sahipliğinin detaylıca ele alındığı araştırmada, en düşük gelirli kesimde 10 yılın sonunda konut sahipliğinde ciddi bir azalmanın yaşandığına dikkat çekildi.
2010’da yüzde 51,3 olan konut sahipliği oranının 2021’de yüzde 46’ya düştüğü bilgisinin verildiği notta şöyle denildi:
“Ancak bu düşüş çok sert bir dalgalanmanın nihai sonucudur. Bu gelir grubunda çarpıcı olan 2015’e kadar konut sahipliğinin ciddi artışta olmasıdır: Sahiplik oranı yüzde 51,3’ten 54,1’e (yaklaşık 3 puan) yükselmiştir.”
Öte yandan araştırmada, Türkiye’deki konut sahipliği oranları Macaristan, Polonya, Romanya, Meksika, Şili, Almanya ve İsviçre ile karşılaştırıldı.
Buna göre, Türkiye’de konut sahipliği oranı, kendisinden çok daha yüksek gelire sahip Almanya ve İsviçre’den oldukça yüksek olduğu ortaya çıktı: Türkiye’de yüzde 56 olan oran, Almanya’da yüzde 44, İsviçre’de 38 olarak belirlendi.
Araştırmada “Bu karşılaştırma, kişi başı gelir ne kadar yüksek olursa konut sahipliği de o ölçüde yüksek olur gibi her zaman geçerli bir ekonomik yasanın olmadığını açıkça göstermektedir” denildi.
En yüksek konut sahipliğine sahip ülkeler ise sırasıyla Romanya, Macaristan ve Polonya olarak öne çıktı.
2020 itibarıyla konut sahipliği bu ülkelerde sırasıyla yüzde 97, 88 ve 79 oldu.
Bu ülkelerde kişi başı gelirin Türkiye’ye benzer düzeyde olmakla birlikte konut sahipliği oranları Türkiye’nin çok üzerinde olduğu belirtildi.
Bu üç ülkenin ortak özelliği ise eski sosyalist ülkeler olmaları.
Buna ilişkin araştırmada şöyle denildi:
“Romanya’da sosyalist rejim sonrası kamuya ait konutların ucuz fiyatlarla oturanlara satılması bu ülkede 2010’da konut sahipliği oranının yüzde 97,3 gibi çok yüksek bir seviyede olmasını açıklamaktadır.
Macaristan ve Polonya’daki yüksek konut sahipliğinin de benzer bir gelişmenin sonucu olduğu tahmin edilebilir.”
sozcu.com.tr
Selim Sayılgan’a nitelikli dolandırıcılıktan 19 yıl hapis