Bu yıl 14. sü yapılan “En Zengin 100 Araştırması”nda listeye girenler de oldu, çıkanlarda… Kurdaki hareketlilik, borsadaki değerlemeler, satın almalar veya varlık satışları, listeyi etkileyen ana unsunlar oldu.
Türkiye’nin yanında ülke riskini dağıtarak farklı bölgelere yatırım yapan, yurtdışı iş hacmi yüksek, kur riskinden korunan kişi ve aileler listede daha üst sıralarda yer buldu.
TL gelirleri daha çok olanlar kurdaki yükseliş nedeniyle listede geriledi. Sonuçta Koç Ailesi, Şahenk Ailesi ve Şevket Sabancı Ailesi ilk üçteki yerlerini korumaya devam etti. Bu yıl listenin yeni isimleri ise Kahve Dünyası’nı da içinde barındıran Altınmarka Grubunun patronu Altınkılıç Ailesi ile son yıllarda gayrimenkul geliştirme alanında büyük bir atılım yapan Tahincioğlu Ailesi oldu.
Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da listeyi etkileyen ana faktör, global ve yurtiçinde yaşanan gelişmelerin etkisiyle hareket eden dolar/TL kuru oldu. Geçen yıl bu çalışmayı yaptığımız dönemde dolar/TL kur 3,25 seviyesindeydi. Bu yıl ise 3.85 seviyelerinde. Yani geçen yıla göre dolar kurunda yüzde 18,5 gibi bir yükseliş yaşandı.
Bu çalışmada şirket değerlemeleri açısından önemli bir gösterge de borsanın performansı. Çünkü halka açık şirketlerin piyasa değeri servet hesaplamada önemli bir kriter. Geçen yıl çalışmayı yaptığımız dönemde endeks 75-000 seviyesindeyken bu yıl 110.000 seviyesinde. Yani TL bazında borsa son bir yılda yüzde 47 oranında değerlendi. Bunun yanında varlık alım satımları, iş hacminde yurtdışının payının artması gibi faktörler de listeyi etkiledi.
Sonuçta bu yıl listeye iki yeni isim dahil oldu. Bunlar Tahincioğlu Ailesi ile Altınkılıç Ailesi. Bunun yanında liste içinde yapılan değişikliklere bakıldığında üst sıralarda radikal değişimler olmadığını görüyoruz. Burada Konukoğlu ve Kibar aileleri grup içinde biraz daha üste çıkmış durumda.
1-1,5 milyar dolar bandında, global taraftaki işleriyle Yıldırım Ailesi, kardeşlerin Altınbaş Holding dışındaki işleri haricinde başka alanlara da yatırım yapmasıyla Altınbaş Ailesi kendi gruplan içinde yukarı çıkmayı başardı.
Geçen yıl 750 milyon dolar -1 milyar dolar bandında yer alan Hüseyin Özdilek ve yurtdışı performansıyla öne çıkan Küçük Ailesi, bir üst banda çıktı.
YDA Grubu’nun sahibi Hüseyin Aslan ise hızlı yükselişle 750 milyon dolar – 1 milyar dolar aralığına girdi. M. Nazif Günal ve Kazım Türker’in de listede yaşadığı yükseliş dikkat çekti.
İş insanları, Türkiye pazarının yanında önce bölgesel sonrasında global pazarlarda çok daha etkin rol oynamaya başladılar. Şirketlerin iş hacimlerinin önemli kısmı ihracattan veya yurt dışındaki faaliyetlerden gelmeye başladı. Tabii bu duamı şirketlerin TL’deki dalgalanmalara karşı döviz geliri elde ederek risklerini azaltmaları sonucunu da beraberinde getiriyor. Yurtdışı işlerini artıran aileler de En Zengin 100 listesinde öne çıkıyor. Bunların en başında da Pladis Operasyonu ile global bir oyuncu haline gelen Murat Ülker ve Alişen Özokur kardeşlerin sahibi olduğu Yıldız Holding’i sayabiliriz.
Yine son yıllarda listemizde de yükseliş eğilimini koruyan Yıldırım Kardeşler’in Yıldırım Holding’i, satış gelirleri içinde yurtdışı işlerin payını yüzde 60’lara çıkarmış durumda. Bu oranın yüzde 75’lere kadar çıkarılması planlanıyor.
Koç Ailesi’nin Arçelik, Tofaş, Ford Otosan gibi şirketleri yurtdışı gelirleri ile öne çıkıyor. Ford Otosan’ın 2016 verilerine göre 3,9 milyar dolarla Türkiye’nin ihracat şampiyonu olduğunu da burada hatırlatalım. Tofaş ise 3,1 milyar dolarla ikinci sırada yer alıyor. Arçelik’in işleri içinde yurtdışının payı yüzde 60 seviyelerinde.
Sabancı Ailesi’nin sanayi şirketleri de benzer şekilde ihracat tarafında iyi performans sergiliyor. Eczacıbaşı Topluluğu’nun cirosu içinde yurtdışının payı yüzde 44 seviyesinde. Bu oranın beş yıllık sürede yüzde 50’ye çıkması hedefleniyor. Kurdoğlu Ailesi’nin şirketi TAB Gıda’nın iş hacminde de yurtdışının payının 2018’de iç pazarı yakalaması bekleniyor.
Son bir yılda En Zengin 100 listesinde yer alan ailelerden vefat haberleri de geldi. Özellikle son bir ayda listede yer alan üç ismi ebediyete uğurladık. Eti’nin kurucusu ve Onursal Başkanı Firuz Kanatlı, 85 yaşında Eskişehir’de hayata veda etti. 1961 yılında Eti’nin temellerini atan Firuz Kanatlı, Türkiye’de unlu mamuller ve çikolata sektörünün gelişimine büyük emek verdi. İşini her zaman büyük bir aşkla ve heyecanla yapan Kanatlı, Eskişehir’de kurduğu şirketini sanayici işadamı kimliği, vizyoner yaklaşımı ve teknolojiye verdiği önemle Türkiye’nin lider gıda üreticilerinden biri haline getirdi.
Vefat sonrası Murat Ülker’in verdiği taziye mesajında “Firuz Amca” ifadesini kullanması, rekabet bir yana dostluğun önemli bir ifadesi olarak gösteriliyor. Firuz Kanatlı, sektörde modern makinalarla üretim yapılmasına, fırın ve tesis teknolojisinin gelişimine, Türkiye’de ilk sınai tipi kek üretiminin gerçekleşmesine öncülük etmişti.
Yıldırım Holding, son yıllarda En Zengin 100 listemizin yükselen yıldızlarından biri oldu. Ekim ayı içinde holdingin patronu olan Yıldırım Ailesi önemli bir kayıp yaşadı. Yıldırım Holding Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Yıldırım, geçirdiği kalp krizi sonucu 52 yaşında hayatını kaybetti.
Listemizde olan Tekfen Holding’in ortaklarından duayen iş insanı Feyyaz Berker’in de geçen yıl vefat ettiğini hatırlatalım.
Peki çalışmayı yaparken nelere dikkat ediyoruz? Bu çalışma birçok farklı parametreye bakılarak hazırlanıyor, öncelikle bizim için en önemli parametre, borsadaki şirketlerin değerlemeleri. Çünkü En Zengin 100 listesindeki Koç, Sabancı, Şahenk, Doğan, Eczacıbaşı, Yazıcı, Özilhan gibi önde gelen ailelerin şirketlerinin büyük bir kısmı Borsa İstanbul’da işlem görüyor.
Bu şirketlerin değer artış veya azalışları zenginliği etkiliyor. Burada söz konusu şirketlerin toplam değerine değil, halka açık paylan ve varsa diğer ortakların paylarını çıkararak ailelerin sahip olduğu hisse oranlarının piyasa değerlerine bakıyoruz. Borsadaki değerlemeler, benzer araştırmalarda da önemli bir veri kaynağı olarak kullanılıyor.
Tabii burada ailelerin geçmiş yıllara ait büyümeden kaynaklanan kâr birikimlerini de unutmamak gerekiyor. Özellikle listenin ön sıralarındaki Koç, Sabancı, Şahenk, Ülker, Eczacıbaşı. Doğan gibi şu anda işin başında ikinci, üçüncü kuşağın olduğu aileler buna örnek olarak gösterilebilir.
Zenginliği etkileyen bir diğer kaynak da gayrimenkul varlığı. Son yallarda gayrimenkul geliştirme alanında yüksek değerler yaratıldı. Bu yüksek değerler, En Zengin 100 listesindeki değişimlerde önemli bir parametre oldu. Ancak son yıllarda konut sektöründeki yavaşlamadan inşaat sektörü ağırlıklı ailelerin olumsuz etkilendiğini de söylemek mümkün.
Son yıllarda büyük altyapı ihaleleri, bu ihalelerde öne çıkan aileleri yukarı seviyelere taşıdı. Üçüncü Havalimanı, köprü ve otoyol işleri gibi projeler sayesinde Mehmet Cengiz, Nihat Özdemir, Sezai Bacaksız listede kendine yer bulmaya devam etti.
2005 yılından itibaren Türkiye’de çok ciddi satın alma ve birleşme işlemleri oluyor. Ancak son birkaç yıldır bu tarafta da yavaşlamalar olduğunu görüyoruz.
Dünyanın önde gelen yönetim danışmanlığı firmalarından The Boston Consulting Group (BCG) tarafından bu yıl 17’ncisi yayınlanan Küresel Varlık Raporu’na göre, 2016 yılında küresel servet yüzde 5,3 büyüyerek 166,5 trilyon dolara ulaştı.
Raporla ilgili değerlendirme yapan BCG Türkiye Genel Müdürü ve Kıdemli Yönetici Ortağı Burak Tansan, büyümenin temel nedeni olarak Asya-Pasifik bölgesinde oluşan yeni servet birikimini ve özellikle ABD’deki finansal varlıkların performansını gösteriyor.
Milyoner hane yoğunluğu en fazla olan ülkeler Bahreyn (yüzde 18), Lihtenştayn (yüzde 16) ve İsviçre (yüzde 13) olarak sıralanıyor. Milyoner hane sayısı en fazla olan ülkeyi ise ABD oluşturuyor.
98 ülkenin verilerinin yer aldığı rapora göre, dünya üzerindeki toplam varlığın yüzde 45’i, toplam hane sayısının yüzde 1’lik kesiminin elinde bulunuyor. Yüzde 1’lik bu kesim bu yıl yüzde 7’lik artışla 17,9 milyon haneye ulaştı.
Türkiye’nin de içerisinde yer aldığı Ortadoğu ve Afrika Bölgesi’nde varlık büyüklüğü son beş yıllık dönemde yılda ortalama yüzde 6,1’lik artışla 8,1 trilyon dolara yükseldi. Burak Tansan, “Türkiye’de 2016 yılında milyoner hane sayısı 28 bin oldu. 2021 yalında Türkiye’deki milyoner hane sayısının 61 bine ulaşması bekleniyor.” diyor.
Dünya genelinde 50’den fazla ülkede hane halkının varlık ve borç durumunu mercek altına alan Allianz Küresel Varlık Raporu’nun sekizincisi geçen ay yayınlandı. Rapora göre 2016 yılında dünya genelinde finansal varlıklar yaklaşık 170 trilyon Euro’ya ulaşarak rekor kırdı.
2016 yılında Türk hane halkı net finansal varlıkları da bölgesinde görülen en yüksek orana ulaşarak yüzde 20,2 büyüdü. Küresel çapta ise sadece Tayland ve enflasyonun yüksek seyrettiği Arjantin daha hızlı bir büyüme kaydetti.
İsviçre merkezli bir banka olan UBS’nin milyarderler raporuna göre, dünyadaki bin 542 dolar milyarderinin toplam serveti 2016 yılında yüzde 17 artarak 5,1 trilyon dolardan 6 trilyon dolara yükseldi. Önceki yıla göre dünyadaki milyarder sayısı ise 145 kişi arttı.
Türkiye, ABD’nin zirvede yer aldığı dolar milyarderleri sıralamasında 12’nci sırada yer alıyor. Bunun yanında Çin ve Hindistan’daki milyarder sayısının dört yılda ABD’yi yakalaması bekleniyor.
Dünyadaki toplam milyarder sayısının dörtte üçü Çin ve Hindistan’da bulunuyor. Bu iki ülke milyarderlerine sırasıyla 67 ve 16 yeni milyarder ekledi. Milyarderlerin sayısının artmasında malzeme, teknoloji finansal hizmetler ve sanayi sektörlerindeki olumlu performans etkili oldu.
Tahincioğlu Holding: Tahincioğlu Holding’in temeli, Tahincioğlu Ailesi’nin 1927 yılında Mardin’de tahin üretimine başlamasıyla atıldı. Aile, Mardin’deki ilk faaliyetlerini geliştirerek Diyarbakır’da ve daha sonra da İstanbul’da sürdürdü. Tahincioğlu Holding bugün gayrimenkul geliştirme, inşaat, tarım, hizmet, üretim, enerji ve bilişim teknolojisi sektörlerinde faaliyetlerine devam ediyor.
Tahincioğlu Holding bugüne kadar aralarında Cadburry Schweppes, Warnet Lambert, Cargill, Rallston Purina, Chupa-Chupps, Lawson Mardon ve Raffles Group’un (Swissotel) da bulunduğu dünyanın önde gelen birçok şirketiyle ortaklık kurdu ve stratejik işbirliği yaptı.
Daha sonra Kent Gıda’nın Cadburry Schvveppes’e tamamen satılmasıyla grup, faaliyet göstermekte olduğu gayrimenkul geliştirme, inşaat, üretim, enerji ve hizmet sektörlerine, odaklanmış durumda.
Altınmarka Grubu: Kahve Dünyası ile tanınan ve bünyesinde yedi şirket bulunan Altınmarka Grubu, gıda sektöründe büyük hedeflerle ilerliyor. Her ne kadar kamuoyunda Kahve Dünyası ile tanınsa da aslında grup Türkiye’nin en büyük kakao ithalatçısı. Başta Ülker olmak üzere sektörün kakao tedariğini gerçekleştiriyor. 1992 yılında Birol Altınkılıç tarafından kurulan ve bugün ikinci neslin de görev yaptığı grup, 200 bin metrekarelik bir alanda hammaddeye dönük üretim için Bulgaristan’a fabrika yatırımı yaptı.
Grup, yurtdışı hamlesiyle birlikte cirosunu beş yılda 5 milyar TL’nin üzerine çıkarmayı hedefliyor. 20l6’yı 160 şubeyle kapatan grup, yeni dönemde Kuveyt, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Dubai ile ABD’nin New York kentine ilişkin büyüme hedeflerine sahip.
Anadolu Grubu: Yazıcı ve Özilhan ailelerinin sahibi olduğu Anadolu Grubu, yatırımlarına devam ediyor. Coca Cola ve Anadolu Etap’ta yeni üretim tesisleri açan grup Migros’ta da yüzde 19,5 hisseyi 143,9 milyon dolara (509 milyon TL) satın aldı. Böylece hisse oranını yüzde 50’ye yükseltti.
Akfen Holding: Bu yıl en dikkat çeken varlık satışlarından birini Hamdi Akın’ın patronu olduğu Akfen Holding gerçekleştirdi. Holding Mersin Uluslararası Limam’ndaki yüzde 50 hissesinin yüzde 40’lık payını 869 milyon dolara Avustralyalı altyapı fonu IFM Investors’a devretti. TAV’da bulunan yüzde 8,1 hissesini de 160 milyon dolara sattı.
Akfen, varlık satışlarından elde ettiği geliri yatırımlara aktarıyor. Holding bu yılbaşında iki yılda tamamlayacağı toplam 6,9 milyar TL’lik yatırım planını açıklamıştı. Yatırım paketinin en önemli iki ayağını, toplamda bin 380 kişilik istihdam yaratan 3,9 milyar liralık Isparta, Eskişehir ve Tekirdağ’daki şehir hastaneleri ile 2 milyar 250 milyon liralık yenilenebilir enerji projeleri oluşturuyor.
Cengiz Holding: Cengiz Holding bu yılın ilk çeyreğinde Park Holding’ten Siirt’teki bakır konsantresi madenini 195 milyon dolar + KDV (715,9 milyon TL) bedelle satın aldı.
Doğuş Holding: Garanti Bankası’nda 2015 yılında başlattığı satış sürecini bu yıl tamamladı. 2015’te Garanti’deki yüzde 24,2 hissesini yaklaşık 2 milyar Euro bedel üzerinden İspanyol BBVA Grubu’na satmıştı. Geri kalan yaklaşık yüzde 10 hisseyi de bu yılın ilk çeyreğinde yaklaşık 1 milyar dolara sattı. Grup, taunun yanında son yıllarda yurtdışında ve Türkiye’de turizm, yeme-içme ve marina tarafındaki yatırımlarıyla büyümesini sürdürüyor.
Kazancı Holding: Kazancı Holding çatısı altında faaliyet gösteren Aksa Enerji, finansal borçlarını azaltma adına varlık satışlarıyla dikkat çekti. Son bir yılda 419 milyon dolar değerindeki 355 megavatlık enerji santrallerini Güriş, Fernas ve Borusan’a sattı. Şirket, yurtdışı yatırımlara odaklanıyor.
Ekonomist
Türkiye’nin en zengin 100 Ailesi’nden 18’i inşaatla ilgili