Başkentin tarihi ilçesi Altındağ çarpıcı bir dönüşüm yaşarken en büyük pay başkan Veysel Tiryaki de… Altındağ Belediyesi, tüm Türkiye’ye örnek olacak bir belediyecilik modeli geliştirdi. 2004 yılından itibaren uygulanmaya başlanan bu yeni modelle birlikte belediye dinamik bir yapıya kavuşturuldu. Gereksiz harcamalar ve israfın önüne geçildi. Gelir artırıcı politikalar benimsendi. Mali disiplin sağlandı. Gerçekçi bütçeler yapılarak, artan gelire paralel olarak yatırım harcamaları da kat kat artırıldı.
Değişimi adı Veysel Tiryaki oldu
2004 yılından önce bütçesinin neredeyse tamamını personel giderlerine ayırmak durumunda kalan belediye, bugün bütçesinin yüzde 11’ini personel giderlerine, yaklaşık yüzde 50’sini ise yatırıma harcıyor. Bugüne kadar hiçbir kurum kuruluştan tek kuruş borç almayan Altındağ Belediyesi’nin, hiçbir kurum, kuruluş veya firmaya tek kuruş borcu da bulunmuyor.
‘Değişim Yönetimi’ adını verdiği sistemle örnek bir belediyecilik modeline imza atan Başkan Tiryaki, özgün çalışmaları ile adından söz ettiriyor. Yerel yönetimler alanında dikkat çeken ‘Altındağ Modeli’ni ve yaptığı çalışmaları anlatan Tiryaki, Altındağ’ın tez konusu olabilecek bir başarı hikayesine sahip olduğunu kaydetti.
“Kendi yöntemimizi geliştirdik”
15 yıl öncesine kadar yüzde 70’i imarsız, yüzde 85’i gecekondularla kaplı olan kaderine terk edilmiş bir ilçeyi, cazibe noktası haline getiren Tiryaki’den yaşanan dönüşümü ve başarısının sırlarını dinledik.
Belediye başkanın görevinin, seçildiği sürede vatandaşa en iyi hizmeti sunmak, aldığı emanetin hakkını vermek olduğunu dile getiren Veysel Tiryaki “Biz parayı, zamanı ve insan kaynağını doğru yönettik. 50-60 yılda yapılamayanı 10 yılda yaptık. Borcu olmayan bir belediye oluşturduk. Her yıl bütçemizin yarısını yatırıma harcıyoruz. Türkiye ortalamasına baktığınızda bu oran gerçekten çok yüksek. Hiçbir alanda taşeron çalıştırmıyoruz. Kiralık araç kullanmıyoruz. Türkiye’de mali yapısı en güçlü belediyeler arasındayız” dedi.
“İnsana değer verdik”
Altındağ‘da köklü bir değişim ve dönüşüm gerçekleştirdiklerini söyleyen Başkan Tiryaki, “Yeni bir gözle baktık, potansiyelimizi inceledik, analiz ettik, planladık. Yol haritamızı belirledik. Projelerimizi birer birer hayata geçirdik. Çalışmalarımızı kültürel ve tarihi değerlerimizi koruyarak, kollayarak yürüttük. Doğaya, kültüre, sanata, insana değer verdik. Altındağ’da her anlamda bir dönüşüme giriştik. Belediye’de sistemi oturtmak için müthiş bir mücadele verdik. Bu sistemin kişilere bağlı olmaması için çok çalıştık.
Kurduğumuz sistemin genleri ile oynanmazsa, bu belediyede uzun yıllar ekonomik problem yaşanmaz. İşe başladığımızda bütçesinin üç katı büyüklüğünde borcu olan bir belediye devraldık. Altındağ’ın kangren haline gelmiş onlarca sorunu vardı. Kendi yöntemlerimizi geliştirdik. Belediyede yeni bir düzen kurduk. 2006 yılından beri denk bütçe veriyoruz. Tüm yatırımlarımızı kendi öz kaynaklarımız ile gerçekleştiriyoruz Benim göreve geldiğim belediye ile şu anki belediye arasında dağlar, denizler, okyanuslar kadar büyük bir fark var” dedi.
Ankara’nın tarihi yüzü
Kentsel dönüşümde başarılı bir model oluştururken, sosyolojik dönüşümle de zihinlerde değişimi hedeflediklerini söyleyen Başkan Veysel Tiryaki “Kültür ve sanatla iç içe bir nesil yetiştiremediğiniz sürece toplumdaki suç oranlarım azaltmak mümkün değil. Dünyada gelişmişlik düzeyi, kültür ve sanatın müşterisi olmaktan geçiyor. Altındağ’da özellikle gençlerimizi bu alanda yetiştirmeye çalışıyoruz.
Kültür, sanat ve sporla iç içe bir nesil yetiştirmek zorundayız. Artık dünyada ülkeler değil, şehirler birbiri ile yarışıyor. Bu yarışta kentlerimizi fiziki olduğu kadar ruhen de beslemeliyiz. Çünkü kentler de insan gibidir ve onların da ruhu vardır. Altındağ, Türkiye’de kültür varlıklarına sahip çıkan, turizm zenginlikleri ile dikkat çeken, yerli ve yabancı turistlerin ziyaret ettiği bir yere dönüştü” dedi.
Altındağ’ın gelirleri 9, yatırımları 70 kat arttı
Altındağ Belediye Başkanı Dr. Veysel Tiryaki 2004 yılında göreve geldiğinde yüzde 85’i gecekondularla kaplı, yüzde 70’i imarsız, 85 milyon TL borcu olan bir belediyeyi devraldı. Bugün tamamı imarlı hale gelen Altındağ’da 50 bine yakın gecekondu yıkıldı. Altındağ’a özgü dezavantajlar, avantaja dönüştürülerek farklı gelir kaynakları oluşturuldu. 2003 yılında 33 milyon TL olan belediye gelirleri, her yıl katlanarak artırıldı. 2017 yılında gelirler 292 milyon TL’ye yükseltildi. 2003 yılında yatırıma 2 milyon TL bile harcanamazken, 2017 yılında 140 milyon TL’lik reel yatırım yapıldı.
“Dönüşüm çok yönlü oldu”
Altındağ’da 50 bine yakın gecekondu yıktıklarını söyleyen Veysel Tiryaki çok farklı bir kentsel dönüşüm modelini uyguladıklarını belirterek, şu ifadeleri kullandı. “2004 yılında Altındağ’ın yüzde 85’i gecekonduydu, yüzde 70’nin imarı yoktu. Bugün Altındağ’ın imar planları tamamlandı. 2005 yılını yıkım yılı ilan ettik. Çünkü neredeyse tamamı gecekondularla kaplı olan Altındağ’da yıkmadan yeni bir şey yapmak mümkün değildi. 403 kilometre yeni yol yaptık. Geniş bulvarlar, caddeler, sokaklar açtık. Zaman zaman çetin sınavlar verdik ancak kimsenin güvenini boşa çıkarmadık. Altındağ’da 50 bin civarında gecekondu yıktık. Türkiye’de bunu gerçekleştiren bir başka belediye veya kurum yok. Üstelik yıkımları kavgasız gürültüsüz gerçekleştirdik.
Sadece fiziksel değişim tabii ki yetmez
Zihinsel dönüşümü de sağlamalıydık. Dikkat çeken, fark oluşturan çalışmalarımızdan bir diğeri de eğitim ve sosyal belediyecilik anlayışımız. Kadınlar ve gençler için eğitim kültür merkezleri inşa ettik. Bugün 60 bin kadın, 30 bin genç açtığımız kültür merkezlerine devam ediyor.
Tüm merkezlerde büyük bir eğitim seferberliği ile özellikle de kültür ve sanat alanında önemli çalışmalara imza atıyoruz. Meslek edindirme kurslarımızdan verdiğimiz mezunlarımız, iş hayatına atılıyor. Eğitim seminerleri ile yüzlerce farklı konuda eğitimler veriyoruz. Kültür gezileri ile her yıl 20 bin kişiyi Ankara dışında Çanakkale, İstanbul, Konya, Edirne, Bursa, Nevşehir, Şanlıurfa gibi illere götürüyoruz.”
Müzeler Bölgesi
Müzeciliği Altındağ’da yaygınlaştırmak ve özendirmek için büyük mücadele verdiklerini de söyleyen Tiryaki, hem belediye bünyesinde pek çok müze açtıklarını hem de özel sektörü bu konuda desteklediklerini vurgulayarak, “Müzecilik bizim fark oluşturduğumuz başka bir uygulamamızdır. Bu bölge artık müzeler bölgesi, özel müzeciliği de geliştiren, destekleyen işler yaptık.
Altındağ’da müzeciliğe büyük katkı sağladık. Ulucanlar Cezaevi Müzesi, milyonlarca insanın ziyaret ettiği bir müze oldu. Hala yapımı devam eden ama vatandaşımızın ziyaretine de açtığımız “Altınköy Açıkhava Müzesi” adından yüz yıl boyunca söz edilecek bir projedir. Şairler ve Yazarlar Müzesi, Mevlevihane gibi çalışmalarımızın dışında, pek çok özel müzeye de katkı sağladık” dedi.
Bir Türkiye Projesi
Başkan Tiryaki, 100 yıl öncesinin köy hayatının Ankara’nın merkezinde canlandırıldığı Altınköy Açık Hava Müzesi’ne ayrı bir parantez açtı ve şunları söyledi: “Altınköy bir kentsel dönüşüm projesi. Altındağ Beşikkaya Mahallesi’nde bulunan Altınköy’ün yapımı sırasında 350 gecekondu yıkıldı. Yüzlerce ağaç ve bitki dikildi.
Burada buğday tarlası ve sebze meyve bahçeleri de bulunuyor. Köye yayla ve bağ evleri de yapıldı. Bu köyde koyunlar, kuzular, inekler, öküzler, atlar, eşekler, köpekler, kediler, kuşlar, ördekler, hindiler, geyikler, ceylanlar, arılar, horozlar, tavuklar var. Köy içinde serbestçe dolaşan hayvanlar en büyük ilgiyi çocuklardan görüyor.
Çantı Evleri Altınköy’e taşıdı
Altınköy Açık Hava Müzesi Projesiyle, Karadeniz Bölgesi’nde kaderine terk edilen ‘Çantı Evler’e sahip çıktık. Türkiye’nin kültür hâzinelerinden olan Çantı Evler çoğunlukla Karadeniz orman köylerinde inşa edilmiş, hiç çivi kullanılmadan yapılan 100-150 yıllık yapılardır. Bugün ne yazık ki korunamadığından fırınlara odun olarak satıldığı için tükenmeye yüz tutmuş bu evler, taşıma yöntemi ile Altınköy’e getirildi, tekrar monte edildi, restore edildi ve Altınköy içinde korumaya alındı.
Altınköy’ün kapısı, camisi, çamaşırhanesi, okulu, demir ve kalay atölyeleri, bakkalı, hizan, taş fırını, dokuma atölyesi, köy evleri, yel ve su değirmeni, asma köprüsü, köy kahvesi ziyarete açık. Yaşayan müze Altınköy Açık Hava Müzesi’nde, kaybolmaya yüz tutmuş meslekler de yaşatılıyor. Köy içinde çalışan nalbant, kalaycı, dokumacı, demirci, değirmenci, fırıncı, köy bekçisi, köy muhtarı, kahveci, bakkal, seyis ve çoban bugün şehirlerde pek rastlamadığımız ritüelleri günümüze taşıyor.
Türkiye’nin farklı il ve ilçelerinden Altınköy Açık Hava Müzesi’ne gelen sanatçılar, kaybolmaya yüz tutmuş pek çok sanat dalını da özellikle çocukların ilgisine sunuyor. Altınköy içerisinde, pek çok farklı müze ev bulunuyor. Bu müzelerin her birinde 100 yıl öncesinin köy yaşantısından örnekler görebilirsiniz. Çocuklarınızla birlikte lütfen Altınköy Açık Hava Müzesi’ne gelin. Şehrin gürültüsünden stresinden arınarak, köy hayatının doğallığını yaşamak isteyen herkesi buraya davet ediyorum.”
Volkan Akı – Para
News
GENEL
ARSA - ARAZİ
GÜNDEM
GÜNDEM
KONUT PROJELERİ
GENEL