Gayrimenkul danışmanlığı sektörünün önde gelen ismi Avi Alkaş, dijitalleşmenin geleceğin gayrimenkullerini de dönüştürdüğünü vurguluyor. Alkaş, sektöründeki yeni talep türleri konusunda ilginç şeyler söylüyor…
Pandeminin hem şirketlerin hem de bireylerin dijitalleşmedeki hızını katlanarak artırdığını biliyoruz. Kurumsal ve bireysel hayatlarımızı devam ettirmemiz için dijital dönüşüm hız kazanmakla kalmadı, dönüşümün kapsadığı alanlar da genişledi. Bu alanlar artık e-ticaret, perakende, tedarik zinciri gibi yaşamsal ihtiyaçların hızlıca karşılanmasıyla sınırlı değil, insanın temel ihtiyacı olan barınma ve en pahalı mülklerimiz olan gayrimenkul, dolayısıyla inşaat sektörü de bu hızdan nasibini aldı. Perakende ve gayrimenkul alanlarında danışmanlık, fuar, sponsorluk, etkinlik hizmetleri veren Alkaş’ın üst düzey iki ismiyle tüm bu sektörlerin, özellikle de inşaat ve gayrimenkul sektörünün teknolojiyle nasıl dönüşeceğini konuştuk.
Alkaş Yönetim Kurulu Başkanı Avi Alkaş, dijital dönüşümün bu sektörde verimliliği artırdığını belirterek sektörü ilgilendiren takipten hesaplamaya pek çok alana teknolojinin dahil olduğunu belirterek şöyle konuşuyor:
“BIM diye tabir edilen bina tanımlama metotlarında olduğu gibi değişik teknolojilerle, inşaatların modellemesini yapabilen takip sistemleriyle gelecek yıllarda daha kolay, daha hızlı sonuçlar alabileceğiz. İşletme aşamasına geçilmiş gayrimenkullerde de farklı takip sistemleriyle raporlama yöntemlerinin e hızlanmasıyla, çok daha seri kararlar alınabilecek. PropTech dediğimiz gayrimenkul sektörü teknolojileri konusunda her geçen gün yeni uygulamaları, dijital dönüşümü daha hızlı kılmak adına da izlemeye devam ediyoruz.”
Teknolojiyle birlikte pek çok kişinin büyük yatırımlarım start-up’lara, uygulamalara yönlendirdiğini biliyoruz. Yeni nesiller artık satın almaktan çok kiralamaya geçmek eğiliminde. Peki bu durum gayrimenkullerin değerini düşürecek mi? Avi Alkaş bu soruya şöyle cevap veriyor:
“Özellikle Ege kıyılarımızdan başlayarak Türkiye’de bu konuda değişik bir talep doğduğunu gözlemliyoruz. Geçtiğimiz yıl kıyı bölgelerindeki gayrimenkul ve bitmiş konutlarda fiyat artışları yaşadı. Çalışma sürelerinin değişmesiyle ticari gayrimenkullerde de önemli değişiklikler oldu. Evden ve uzaktan çalışma gibi yöntemlerin gelmesiyle farklı gayrimenkul taleplerinin doğacağını öngörebiliriz. Ticari gayrimenkulün bir diğer noktası olan depolama hizmetleri için lojistik ve e-ticaretin gelişmesiyle, evlere servis yapılan, gıda ve diğer değişik alışveriş biçimlerinin teslimat kanalları içinde kentsel lojistiğinde evlere daha fazla gireceğini düşünüyorum.
Öte yandan, gayrimenkulde yaşanan talep, yatırım aracı olmaya devam edeceğini gösteriyor. Turizm sektöründe gördüğümüz, otelcilik sahasına olan talebin azalması, buna mukabil insanların sağlık kaygılarıyla daha farklı binalara yönelmesi görülebilir. Ayrıca havalandırması olan yüksek katlı ofisler yerine, daha düşük katlı belki de iş parklarının gelişebilecek olmasını da bir öngörü olarak söylenebilir.”
Pandemi, başta insanların kalabalık halde bulundukları ofis ortamları, dolayısıyla plazalar ve AVM’lerin tasarlanmasında da değişikliklere yol açacak. Bu durum şehir planlaması, akıllı şehirler gibi temel konuların ön plana çıkmasına yol açıyor. Alkaş bu iki temel alanda yaşanacak değişiklikleri ise şöyle sıralıyor:
“Özellikle açık havalı bölümlerinin daha fazla olduğu inşaatların devreye girebileceğini, ofis katlarındaki kapalı alanlar yerine her katta havalandırma ihtiyaçlarına cevap verebilecek yapıların gündeme gelebileceğini düşünüyorum.
Mimaride de daha yayvan, toplu ulaşımın hızlanmasıyla yoğun kent merkezlerine uzaklardan gelmeyi olası kılacak yeni yapılanmalara gidileceğini söyleyebiliriz. Esnek kullanımlarda ve farklı hibrit yapılardaki işyerlerinin gündeme geleceğini, paylaşım ekonomisinin getirdiği gelişmelerle yeni bina türleri göreceğimizi de söylemek mümkün.
Bu noktada takibi ve enerji kullanımı daha verimli teknolojiler ön plana çıkacak. Gerek sensörlerle gerek izlemeye olanak sağlayan farklı teknolojilerle, kullanılmayan mekanlardaki aydınlatma, havalandırma gibi enerji ihtiyaçlarını en aza indirecek uygulamalar öne çıkacaktır.
Toplu taşıma yerine yakın mesafedeki bisiklet gibi yenilenebilir enerji kullanacak araçların ön plana çıkmasıyla bu tür ulaşım araçlarının park edilebileceği yeni yerler gerekecektir. Sağlık açısından filtrasyon ve havalandırma sistemleriyle beraber hijyenik uygulamaların da ön plana çıkacağını söylemek mümkün.”
Alkaş Genel Müdürü Yonca Aközer, Alkaş’ın faaliyet gösterdiği alanlardan olan e-ticaret ve perakende konularında, pandemi sonrasında yeni çözümler bulmaya kafa yorduklarını belirterek bu amaçla Digital Network Alkaş’ı hayata geçirdiklerini belirtiyor. Aközer, şöyle konuşuyor
“Birçok şirket ertelemiş olduğu dijital yatırımları öne çekti. Hızlı dijitalleşen ülke ve şirketler pandemi sürecini daha az zararla atlatacak. Bu yüzden önümüzdeki 10 yıl dijitalleşen şirketlerin devri olacak. Pandemi süresince fark ettik ki, ülkemizde ve tüm dünyada sanal ağların ve yepyeni bağlantı yöntemlerinin iş hayatındaki etkisi gün geçtikçe artıyor.
Bu nedenle yeni nesil iş yapış şekillerinin güçlü temsilcisi Digital Network Alkaş’ı hayata geçirdik. İş bağlantılarınızı tek bir platformdan yönetebilir, diğer üyelerle B2B toplantılar yapabilir, ilgilendiğiniz sektörlere yönelik canlı yayınlara, eğitimlere katılabilir, araştırma ve raporlara, sektörden haberlere bu platformdan ulaşabilirsiniz.
Pandemi sürecinin başlamasıyla birlikte dönüşüme hızla ayak uydurarak farklı sektörlerde toplam 50’yi geçen canlı yayın ile 20 binin üzerinde sektör temsilcisine ulaştık.”
Global olarak 2020’de yüzde 20 büyümesi beklenen sektör, bilgi işlem dünyasının önde gelen firması IBM’in analizine göre beş yıllık mesafeyi bir yılda kaydetti. 2014-2019 yılları arasında yıllık yüzde 18 büyüyen ve 3.5 trilyon dolarlık hacme ulaşan sektörün, 2023’te 6.5 trilyon dolarlık bir hacme ulaşacağı tahmin ediliyor.
Bilgi teknolojileri firması Teknoser’in Genel Müdürü Ozan İnan, bu hacmin gelişmesinde en büyük rolün yapay zekaya ait olacağını belirterek, insan davranışlarının izini süren algoritmaların ve var olan müşterilerden elde edilen verinin kapsamının genişletilmesiyle, e-ticaret şirketlerinin neredeyse gerçek zamanlı sonuçlar alabildiğini vurguluyor.
İnan, “Yapay zeka ile müşterisini daha yakından ve derinden analiz eden, tüketim alışkanlıklarına göre kişiye özel değer önermesinde bulunan şirketler, müşteri ihtiyacını karşılamada da öne geçiyor.
Yapay zeka destekli sanal asistanlar, alışveriş yapanın doğal sesinden alışveriş listesi oluşturabiliyor hatta online alışveriş siparişi veriyor. Öte yandan hem metin, hem de sesli konuşmaları yapay zekanın doğal dil işleme tekniği sayesinde tanıyabilen sanal asistanlar, müşteri davranışları konusunda insandan daha kapsamlı bilgiye anında erişebildiği için etkili ürün tavsiyeleri yapabiliyor.
Stok bilgisini anında verebilen bu asistanlar, gerektiğinde veya talebe göre müşterileri insan temsilcilere yönlendirebiliyor. Yapılan araştırmalara göre yapay zeka uygulamaları tarafından geliştirilen kişiselleştirilmiş ürün önerileri, dönüşüm oranlarını yüzde 915 artırıyor. E-ticarette yapay zeka sayesinde alınan ürünlerin iade oranı da azalıyor.
Dünyanın önde gelen moda ve kozmetik markaları yapay zeka tabanlı çok kanallı çözümleri, mağaza içi ve evrimiçi müşteri deneyimleri arasındaki boşluğu azaltmak için kullanıyor” diye konuşuyor.
Şule Güner – Para
Alman Hastanesi’nin yerine Lale Kısıklı Konakları geliyor