İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
  • EmlakNews.com.tr
  • Zeynep Yılmaz’dan Bodrum’daki evinde samimi açıklamalar

Zeynep Yılmaz’dan Bodrum’daki evinde samimi açıklamalar

Thanx Mimarlık ile adından sıkça söz ettiren Zeynep Yılmaz, Mandarin Oriental Bodrum’daki evinin kapılarını Şamdan’a açtı…

Cemiyet hayatının sevilen, renkli, eğlenceli ve başarılı ismi Zeynep Yılmaz evinin kapılarını Şamdan’a açtı. Zeynep Yılmaz, işine, özel hayatına ve kızlarına dair samimi açıklamalarda bulundu. İşte o röportaj…

Bodrum’da iç ısıtan, güneşli bir yaz günü Cennet Koyu’nda muhteşem ambiyansıyla bilinen Mandarin Oriental Bodrum’da bir evdeyiz. İçeriye girer girmez mis gibi yemek kokularını ve çiçek kokularını alıyoruz. Evin eğlenceli, renkli ve kendine özgü dekorasyonu bizi etkisi altına alırken bahçenin huzurlu atmosferi bir anda Zeynep Yılmaz’ın müzikleriyle parti havasına dönüşüyor. İşte bu ambiyansta fotoğraf çekimine başlıyoruz. Yılmaz’ın, içi içine sığmayan bir enerjiye sahip ama bir o kadar da sakin ve ağırbaşlı duruşunu koruduğu çekimimizde harika kareler ortaya çıktı. Ardından röportaja başladık ve Zeynep Yılmaz, işine, özel hayatına ve kızlarına dair samimi açıklamalarda bulundu.

Zeynep Hanım yaz ayları nasıl geçiyor?

Çocukların okulu erken kapandığı için yaz bu sene erken başladı bize ve Bodrum’a geldik. Keyifli ve eğlenceli geçiyor, biraz da yoğun çünkü ofi ste işler çok fazla. Allah’a şükür, normalde bu zamanda durgun olur ama biz maşallah işlere yetişemiyoruz. Çok fazla İstanbul’a gitmem gerekiyor ve dolayısıyla yaz ayları hareketli geçiyor.

Burada neler yapıyorsunuz?

İş tempomuzun yoğunluğundan ve sürekli uçağa binmekten buraya geldiğimde kafamı kaldıramıyorum ve hep dinleniyorum. Onun dışında evde sürekli parti yapıyoruz. Benim kızların doğum günü ve benim de doğum günüm temmuz ayında. Arka arkaya doğum günü kutlamalarımız oluyor ve ayrıca arkadaşlarımla toplanıp parti yapıyoruz.

Bu eviniz sizin için ne ifade ediyor?

Huzur. Koca bir senede toplasan 2 ay kalıyoruz ama değiyor gerçekten. Burası Cennet Koyu, benim için de cennet gibi bir yer. Kış aylarında da Bodrum’da aldığımız ev projeleri oluyor ve onları yapmaya geliyoruz. O zaman da burada kalıyorum. Kışın da şömine yakıyoruz ve çok keyifli oluyor.

İşiniz evleri dekore etmek. Buranın dekorasyonunda neler yaptınız?

Tabii ki mimarlık işinde olduğum için her evde farklı bir şey yapabiliyorum. Mesela İstanbul’daki bir evimde Retro tarz hakimdi oradan taşınıp Zorlu’ya geldikten sonra Pop-Art dizayn ettim. Burayı da modern ve altın, pirinç kullanarak biraz da ağır döşemek istedim. Dekorasyonda her şey benim zevkimi taşıyor ve Thanx Mimarlık imzası var. Evin en büyük özelliği yüksek tavanlı olması ve yüksek tavanlı olduğu için her şeyi çok güzel gösteriyor. Evimin egzotik bir havası var orman havası yaratmaya çalıştık. Evde Güney Amerika, Latin havası yarattığımı düşünüyorum. Salondaki bu yeşillik alan için duvarları ağaç kabuğu ile kaplattık, içine de muz, palmiye ağacı kabukları koyduk. Burası bana amazonu hatırlatıyor. Evin hem ön tarafı yeşilliğe açılıyor hem de duvarlarda orman havası var. Yeşilliği seviyorum.

Masanız çok büyük ve güzel ve üzerindeki avizeye bayıldım.

Masa, Rugiano tasarımı ve Rugiano özel bir teknik kullanarak tablo gibi yapıyor. Eve ilk aldığım şeylerden biri bu masa. Masayı alınca da üzerine trompet aydınlatma güzel olur diye düşündüm ve o da bizim yurtdışından getirdiğimiz dekorasyon ürünlerinden biri. Yine büfemiz de çok ilginçtir ayağı ağaç dalından ve altın varakla boyandı. Tablolar Mr. Brainwash’a ait. Yabancı ressamların tablolarıyla renklendirdiğim kısımda Pop-Art izler var.

Evin teması nedir?

Modern, renkli ve egzotik. Eviniz çok renkli, koltuklar, minderler, duvarlardaki sanat eserleri… Aslında bu evi yaparken fazla renk kullanamayacağım demiştim ama yine renkli oldu. Demek ki ruhumda renklilik var ve ondan kopamıyorum.

Ama renkler göz yormuyor.

Renkleri dozunda kullandık. Herkes bu kadar renk kullanmaz ama ben seviyorum. Ruhumda var, gerçekten.

Eğlenceli bir insan mısınız?

Aslında ağır bir insanım, ağır gözükürüm ama içimde bir kıvılcım, bir çocukluk var belli ki. Hala içimde bir çocuk ruhu var ve seviyorum bu durumumu.

Çok güzel bir şey, o ruhu hep korumak lazım.

Evet, ofisimde filan da hep oyuncaklar, şaka malzemeleri vardır. Her yerde eğlenceli bir şey bulabilirsiniz. Sıradanlığı sevmiyorum. Farklı şeyleri, ezber bozan şeyleri seviyorum. Zaten Thanx Co.’nun kurulma amacı da biraz oydu; değişik aksesuarlar getirmek. Mimari anlamda da çok aykırı değiliz ama müşteriye göre tarzımız, stilimiz var.

Bahçeniz de harika. Burada nelere öncelik verdiniz?

Bahçede de yine egzotik yerlerin izlerini görebilirsiniz. Bahçeye leylandinleri diktirdim, özelimiz korunsun, bahçemiz görünmesin diye. Duvar gibi örüyor ve çok çabuk uzuyor. Palmiyeleri, muz ağaçlarını getirttim. Bahçedeki havuzumuz çok keyifli. Burada arkadaşlarımla toplandığımızda gece havuza giriyoruz. 20, 30 kız birbirimizi havuza attığımız gecelerimiz var. Sürekli bir parti havası var bahçede. Kaçıyorlar, kendilerini tuvalete kilitliyorlar havuza atılmamak için ama yaka paça atıyoruz, kaçmaları mümkün olmuyor. Yine bahçede bir taş fırınımız var ve lahmacun, pizza, pide olmazsa olmazımız.

Bodrum sizin için ne ifade ediyor?

Bodrum benim için gençlik yıllarımdan beri çok özeldir. Liseye giderken Bodrum’a turlar düzenlenirdi ve gelirdik. O zamandan beri Bodrum benim için tatil deyince Türkiye’de gidilesi tek yer. Çocukluğum Çeşme’de geçti, ilkokulda iken anneannemlerin Çeşme’de yazlığı vardı ve biz de oraya giderdik. Çeşme bana çok hitap etmiyor, kalabalık olduğu için belki. Bodrum’da çok kalabalık ama büyük bir alana yayılıyor. Ayrıca Bodrum’un havasını çok seviyorum, yaz aylarında dünyanın hiçbir ülkesine gitmem, Türkiye’den daha iyi bir yaz tatili yeri düşünemiyorum.

Bodrum’da vazgeçilmez rotalarınız neresi?

Evimin de olduğu Mandarin’in içinde çok güzel yerler var. Kai Beach açıldı bu sene ve inanılmaz güzel bir mekan oldu. Yalıkavak Marina’ya çok sık gidiyoruz. Çocuklar Zuma’yı çok seviyor, Fenix’i de tercih ediyoruz. Salaş bir yere gitmek istiyorsak Türkbükü’nde çok güzel balık restoranları var, oraya gidiyoruz. Kahvaltı mekanlarını çok tercih ediyoruz. Kısacası burada her gün yapacak bir aktivite oluyor ama evimizin öyle güzel bir enerjisi var ki buraya gelince evden dışarıya çıkmak istemiyoruz. Misafir geldiğinde evde oturmak istiyoruz, müzik dinliyoruz, oyunlar oynuyoruz, güzel yemekler yiyoruz. Evimiz 5 yıldızlı tatil köyü havasında.

Miami, Bodrum derken hep deniz ile iç içe bir hayatınız var. Denizin sizin hayatınızdaki yeri nedir?

Denizi çok seviyorum. Okyanusta olmak, tekne ile seyahat etmek hepsi bana kendimi çok iyi hissettiriyor. Ben yaz kadınıyım ve sıcak havayı seviyorum. Tatil seçimlerinde de güneşli yerleri tercih ederim her zaman. Geçenlerde kan tahlili yaptırdım, vücudumdaki D vitamini normal bir insandan beş katı fazla çıktı. Doktor dedi ki; “Böyle bir D vitamini ancak Güney Amerikalılarda olur, sen nerede yaşıyorsun?” Sürekli seyahat edip, sıcak ülkelere gidiyorum ve güneşlenmeyi de çok seviyorum.

Kızlarınız Yasemin ve Leyla neler yapıyor?

Leyla ortaokulu bitirdi, liseye başlayacak. Fransız Okulu Saint Benoit’yı kazandı ama istemedi. Başka bir okula gidecek. Oysa ki ben çok sevinmiştim kızım da benimle aynı okulda okuyacak diye. Ancak kesinlikle istemedi ve Leyla’ya da istemediği bir şeyi asla yaptıramazsınız. “Ölürüm de Fransızca öğrenmem” dedi. Ben Fransızcayı okulda öğrenmiştim, sonra İtalyanca’yı kursa giderek öğrendim, ardından da İspanyolca ders aldım öğrendim. İngilizceyi zaten biliyordum. Fransızca öğrendikten sonra, günlük hayatımda Fransızca konuşuyor muyum, hayır konuşmuyorum ama Fransızca iki şarkı çalıp söylediğim zaman mutlu oluyorum. Bana nereden mezunsun dediklerinde “Saint Benoit” demek gurur veriyor. Şimdiki çocukları da çok zorlayamıyoruz. Liseyi orada okumak istiyordu ama babası izin vermedi.

Nasıl?

Leyla, Londra’da bir okula kayıt oldu, lise okumak için. Son dakikada babası “Ben göndermem Leyla’yı” dedi. Ben izin vermiştim ama açıkçası babası izin vermeyince ben de bir “Ohh” dedim. Çünkü son dakikalarda ben bu kızı nasıl yollayacağım diye düşünüyordum. Mesela şimdi üç haftalık bir kampta İsviçre’de, o kadar çok özlüyorum ki… Leyla benim arkadaşım gibi oldu, küçük yaşta anne olduğum için… Tabii ki çok ağladı ama o da bize hak verdi.

Yasemin neler yapıyor?

Yasemin de 6. sınıfa gidecek. O çok farklı karakter. Yasemin derslerin nasıl diye sorarız, “Kötü” diye yanıt verir, ödevlerini yapmak istemez. Çok hür, rahat ve asi bir ruh. Yasemin arkadaşlarıyla “Çetem var benim” diye takılıyor. Kendine has, özgürlüğüne düşkün, değişik bir çocuk. Büyüyünce nasıl başa çıkarız bilmiyorum. Bir o kadar da Yengeç burcu olduğu için anneye, evine düşkündür; evden başka yerde kalmak istemez.

Siz nasıl bir annesiniz?

Cool bir anneyim. Tevekküllü bir insanımdır. Kolay kolay panik olmam, olaylara soğukkanlı yaklaşırım. Arada bir her anne gibi delirip, bağırıyorum ama o kadar da olacak.

İki kız annesi olarak kendinizi çok şanslı hissediyor olmalısınız.

Çok şanslıyım hem de, Allah beni iki kız annesi yaptı. Onlar benim kanatlarım. Hem evlat, hem arkadaş, hem kardeşler bana. Değişik bir anne kız ilişkisi bizimki. Birbirine bağlı, anlayışlı, eğlenceli arada tartışan sonra hemen barışan bir üçlüyüz.

Kızlarınızın babalarıyla araları nasıl, birlikte tatile gidiyorlar mı?

Babaları işinden dolayı sürekli seyahatte, İstanbul’da olduğu süre içinde sık sık buluşurlar. Motorla gezer, yemeğe giderler. Kısa da olsa tatillere gidiyorlar. New York’ta konsere, Londra’da maça götürür onları. Vakit geçirdikçe daha düşkün oluyorlar babalarına. Aynı müziği dinler aynı yemeği severler. Hem çekinirler babalarından hem de eğlenceli bir ilişkileri vardır.

Thanx Mimarlık ile çok güzel işlere imza atıyorsunuz. Şu anda neler yapıyorsunuz?

Teşekkür ederim, gerçekten sıkı çalıştığımız bir kış sezonu geçirdik. Şu anda bir otel yapıyoruz. İstanbul’da bir butik otelin süitlerini yeniliyoruz, çok güzel bir proje. 3. Havalimanı’nda bir restoran yapıyoruz, şık bir restoran olacak. Daha önce de havalimanında bir restoran yapmıştık. Havalimanlarında çalışmak çok zor çünkü çok fazla izin gerekiyor, elektrik, mekanik tesisat vs. Türkbükü’nde iki tane villayı dekore ediyoruz. Maslak 42’de bir ofis projesi var, onu yapıyoruz.

Çok yoğunsunuz ama mutlusunuz işinizin yoğunluğundan.

Çok mutluyum hem de. Çok sevdiğim bir işi yapıyorum Allah herkese bunu nasip etsin. İnsanın işini severek yapması kadar güzel bir şey yok. Bir de iyi işler yapıyoruz ki mesela bir müşterimizin 4 evini yaptık, bir müşterimizin 3. evini yapıyoruz. Demek ki iyi hizmet veriyoruz ki bizimle devam etmek istiyorlar. Bir de arkadaş oluyoruz her şeyden önce müşterilerimizle. Onu yaşamak da en büyük haz zaten. Bir kere iş yaptık ondan sonra başka yerden başka iş alalımdan ziyade aynı müşterilerle farklı mekanlar tasarlamak benim için çok gurur verici oluyor.

Thanx Mimarlık sizce neden bu kadar sevildi ?

Farklıyız, sıradan işlerden kaçınıyoruz. Yüksek fiyatlar vermiyoruz. Müşteriye ilk aşamada sunduğumuz 3D ile birebir aynı işi teslim ediyoruz. Uçuk fiyatlarla, dünyanın en pahalı mobilyaları ile değil de dozunda, kaliteden ödün vermeden kendimizden çok müşterimizin cebine çalışıyoruz.

İş hayatında size başarıyı getiren parametreler neler ?

En önemlisi 8 sene önce ilk Ulus’ta açtığımız Thanx Co.’da farklı aksesuarlar ithal edip, yaptığımız mekanlarda kullanmakla dikkat çektik. İkincisi çok iyi referans veren inşaat şirketleri ve iyi müşterilerle çalıştık. Üçüncüsü de bütün müşterilerimizle iyi ilişki içerisinde çalışıp memnun ettiğimiz için devamı geldi.

Bütün bu yoğun iş hayatı içinde aşk hayatınız nasıl gidiyor?

Aşk hayatım hakkında söyleyeceğim bir şey yok.

Yeni aşklara kapalı değilsiniz ama değil mi?

Yok, hiç değilim. Kapalı olacağım bir durum yok, çok şükür. Özgür bir kadınım. Evlilik krizim yok. Çocuk krizim yok. Para krizim yok. Dolayısıyla kendimi şanslı görüyorum. Evlenmek istemiyorum bir daha. Tabii ki hayatta evlenmem demiyorum ama illa evleneyim gibi bir istek, arzum yok. Bir çocuğum daha olsun isteğim yok. Bir kadının olabileceği en güzel yaştayım. Kendimi çok şanslı ve mutlu görüyorum.

Ne kadar güzel. Güzel de yaş alıyorsunuz.

Evet, öyle söylüyorlar. Mutluluktan olsa gerek. İnsanın yüzüne yansıyor mutluluğu. Eski resimlerime bakıyorum mesela “Ben niye böyleymişim” diyorum ama belki de o dönem yaşadıklarımdan dolayı yüzüme o yansıyordu. İnsanın kılık kıyafeti bile ona göre değişiyor. Daha kadınsı giyiniyormuşum mesela. Yaşımdan çok daha büyük görünüp, çok fazla makyaj yapıyormuşum. Belki o dönem öyle bir moda vardı bilmiyorum ama benim ruh halim onu istiyordu.

Şimdi daha mı kendinizi buldunuz?

Evet, şimdi daha çok kendimi buldum. Daha rahat, daha cool ve daha kendim gibi yaşıyorum artık.

Kendinizi, hayatınızın hangi döneminde görüyorsunuz?

Genel olarak rahat, huzurlu ve şanslı bir dönemimdeyim. Ancak son iki haftadır hep bir olay geldi başıma. Ay tutulması mı neden bilmiyorum… Yine de şükür, sağlığımız iyi, keyfimiz yerinde.

Hayat mottonuz nedir?

Hayat bir gün, o da bugün… Geçmiş ve gelecekle didişeceğimize anı yaşamalıyız.

Keşkeleriniz var mı hayata dair?

Keşkelerimiz hiçbir zaman iyikilerimizden fazla olmamalı. Yaptığım hiçbir şeyden pişmanlık duymadım. Bir şeyi yaparken iki kere düşünürüm; sebebini ve sonucunu… Ama bazen çok fevri çıkışlarım olur. Bunun için de çok dolmam lazım. Aslan burcu olunca bir kükreyip sonra kedi gibi oluyorsunuz. Keşke dediğim çok önemli bir konu yok hayatımda. Ne yaşıyorsak önce kader, sonra kendi irademizle yaşıyoruz.

Sizi en çok ne üzer ve hayal kırıklığına uğratır?

Herkesi kendim gibi zannederim. Ağzımdan ne çıkıyorsa düşüncem de odur. Farklı birini oynamam. Sevmediğim insan tipi net olmayan, kendini olduğundan farklı gösteren, duruşu olmayan insanlardır. Maddiyata ve güce göre yön değiştiren insanlarla dolu dünya maalesef zamanımızda. Sık sık elemek lazım fazla üzülmeden.

Yeni projeleriniz ve hedefleriniz hakkında bilgi alabilir miyim?

İstanbul’da Thanx Co.’ya yeni bir showroom açmayı hedefliyoruz. Çünkü şu an sadece dekorazon.com’da satılıyor. Londra’da Thanx Co. açmak için teklif geldi. Şu an için beklemedeyiz. Yetiştirmemiz gereken işler var. Onları teslim edince showroom’a el atacağız. Çünkü aksesuarlarımız çok ses getiriyor ve müşterilerimiz çok soruyor.

Röportaj: Gülçin İşler FIRAT
Fotoğraflar: Betül YAZICIOĞLU

Samdan.com.tr

SİZİN İÇİN SEÇTİKLERİMİZ
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Zeynep Yılmaz’dan Bodrum’daki evinde samimi açıklamalar